Rivayete göre îman edenler sel felâketinden, tufandan kurtulduklarında azıklarını açtılar; buğday, nohud, fasulye vs. yiyecek maddelerinden karıştırarak pişirdiler... Pişirilen aş öyle bereketlenmişti ki, herkes doymuştu.
Aradan nice bin yıllar geçmiş olmasına rağmen îman edenlerin kurtuluş günü, zaman içinde aşure denilen bir tatlı yapılarak anılır ve yaşatılır oldu. Özellikle Müslüman milletimizin örf ve âdetleri arasında aşure tatlısı yaparak eşe, dosta, konu-komşuya ikram etme hususu vazgeçilmeyecek ölçüde yerleşmiştir. Her yıl 10 Muharrem'den başlayarak bir ay süre içinde köylüsü ile, kentlisi ile müslüman aileler aşure sofralarında bir araya gelerek Hz. Nuh'a inananların kurtuluşunu ve sapıkların acıklı akıbetini hatırlarlar; bundan, kendilerine ders ve ibret çıkarırlar.
Pek çok geleneklerimiz vardır ki, yediden yetmişe bütün millet fertlerini birleştirir, kaynaştırır, dayanışmaya, işbirliğine vesile olur. Aşure geleneğimiz de bir tatlı ikramı gibi görünmekle beraber, sembolize ettiği mânevi hâdise ve meydana getirdiği kardeşlik atmosferi bakımından mühimdir.
Görüldüğü gibi Muharrem ayında, tarihte çok önemli hâdiseler cereyan etmiştir. Biz bunlardan birini naklettik. Muharrem ayında cereyan ettiği rivayet edilen başka çok mühim hâdiseler de vardır. Meselâ: Hz. İbrahim'in atıldığı ateşten kurtulması, Hz. Eyyub'un yakalandığı ağır hastalıktan kurtulması, Hz. Musa'nın kavmiyle beraber Kızıl Deniz'i geçmesi de bu ayda olmuştur.
Dolayısıyle bu ayda bu ibretli hâdiseleri hatırlayarak, İmanları tazelemek, ibâdetlere daha sıkı yönelmek, daha çok iyilik yapmak gerekir
Aşure Günü oruç tutmak sünnettir. Peygamber efendimiz buyurdu ki: "Bir kimse, Aşure günü oruç tutsa, Allahü teala ona bir şehid sevabı verir. Aşure günü oruçlu olan için, yedi gök ehlinin sevabını yazar. Aşure günü bir mü'mine iftar verene, ümmet-i Muhammed'in hepsine iftar vermiş gibi sevab yazılır. Aşure günü bir yetimin başını okşayana Allahü teala o yetimin başındaki kıllar kadar Cennet'te derece verir."
Yahudiler, hazret-i Musa'nın Muharrem'in 10. günü hürriyetine kavuştuğuna inanırlar ve o Gün oruç tutarlar. Bu sebeple Müslümanların onlara benzememek için Muharrem'in 9, 10, 11. Günleri oruç tutmaları gerekir.
Şiiler, "Muharrem'in onuncu günü" hazret-i Hüseyn şehid edildiği için matem tutarlar. İslamiyette matem tutmak yoktur. Nitekim; Resulullah'ın Taif'te mübarek ayaklarının kanadığı, Uhud'da mübarek dişlerinin kırıldığı, yüzlerinin kana bulandığı ve vefat ettikleri günlerde de matem tutulmaz" sözlerini sarfederek tüm Kütahya halkının Aşure gününü kutladı...